31 Ağustos 2013 Cumartesi

Karadeniz'de Yağmur..


Hava gayet güzeldi,hafif bulutlar kaplasa da gökyüzünü yine de yağmur yağacağına ihtimal vermeden tedbirsiz  çıkıp otogara kuru gidip,dönüşte ıslanmak.İşte Karadeniz'in heyecanlı havası bu.Baktım bayağı ıslanacağım hemen pideciye girdim apar topar.Hem buraların meşhur pidelerinden gider ayak yemek hem de kuru hava sahasında soluklanıp bekleme niyeti ile hemen cam kenarında ki boş masaya attım kapağı.Geldiğimden beri pideleri yemekten mayalı mayalı kıvamlı olacağım bu gidişle:)Kalabalıktı içerisi.

Fındık zamanı buraların nüfusu çok çok kalabalık oluyor.Fındık işi gerçekten çok meşakketli.Ahh  bir de esnafın tavır değiştirip olan fiyatları tavan yaptırması fırsatcılığın tam kendisi.Yakışmıyor esnaflık anlayışına.


Fotoğraf makinemi de yanıma almıştım güya çok çok fotoğraflar çekecektim.Olsun yine de çektiğim karelerin hepsi çok güzel çıkmışlar.Hemen pc ye aktarılıp paylaşımlarını beklesinler sıraları geldikçe.Pide yendi çay içildi üzerine.Off yağmur dursan da az nefes alsak kendimizi dışarı atıp alışverişlerimi yapsam derken baktım hava beni duydu gibi hafif duraladı yağmur.


Hemen kendimi dışarıya attım daha beş on adım attıydım ki aman Allah'ım hava da bazılarımız gibi oyun yaptı nasıl yağmak sığındığım saçak altı dahi fayda etmiyor be mübarek.Yere sıçrayan yağmur damlaları üzerine olanca hızı ile sıçrıyor paçalar yarıya kadar sırılsıklam.Göz karartılıp hemen karşıda ki kapalı cafeye bir koşu koştum.Bayağı ıslandım o mesafede dahi sanki gök yüzü hani deriz ya yarılmış.Bardaktan dökülüyor yağmurlar.


Bir Türk kahvesi içimince mecburi oturmalar ile vakitte geçmek bilmiyor.Tek isteğim yakın olan evime kendimi atmak.İstersem iyice sırılsıklam olayım artık umurumda değil.Yağmurun oyuncağı oldum bugün Karadeniz'de.

Nasipse yarın da yayla yollarında olacağız.




28 Ağustos 2013 Çarşamba

Şimdi Akşam..

Şimdi Akşam.
Vakit akşam, gün ölmek üzere.
Güneş ışıklarını topluyor eşyanın üzerinden.
Kızılca kıyameti kopuyor dünyanın.
Kara kefenini giyiniyor gün.
Günün rengi soluyor.
Eşyanın cezvesi yitiveriyor.
Hatırla ki, seninde akşamın olacak bir gün.
Ömrünün ışıkları solacak.
Hayatının perdesi çekilecek.
Seninde kıyametin kopacak.
Dudaklarında donacak gülüşün güneşi.
Zaman uçurumun olacak.
Gelen günün güneşi sana doğmayacak.
Unutulacaksın ve hatta;
Unutulduğun bile unutulacak.
İsmin anılmayacak orada burada.
Kimse yolunu gözlemeyecek.
Üzerinden bütün ışıklar çekilecek ve;
Senin de akşamın olacak.
Şimdi akşam.
Gün akşamdır unutma.
Ölmeden önce bil öleceğini ki yaşatıldığını fark edesin.
Herkesin senden uzak duracağı ölüm anını hatırla ki.
Sende şimdi herkesten ve her şeyden uzaklaşıp Rabbine yanaşasın.
Seni, sen yokken de bilen Rabbin.
Sen öldükten sonrada bilecek elbet
Herkesin unuttuğu yerde seni bir O hatırlayacak.
Ömrünün gecesinde, güneşi sana yalnız O getirecek.
Hatırını yalnız O bilecek.
Şimdi akşam sende Onu an.
Şimdi sende Onun hatırına var secdeye.
Şimdi akşam ve şimdi akşam namazı vakti.
                                                                   Senai Demirci..

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Yeminlimiydin?


Sen bana yeminlimiydin bugün?
Neden neden diye düşündüm. 
Bin bir soru aklımda.
Cevaplar çok acıtıcı.
Acabalar da kaldım sensiz.
Vakit mi gelmişti.
Gitmelerin vakti?
Ahh ahhh.
Arş'ı tuttu ahhlar.
Beklenen son biraz erken geldi.
Er geç gelecekti. 
Biliyorduk bunu sustum.
Ben sustum ve de; 
Sadece baktım arkandan.
Uzaklaşacaksın gün gün benden.
Biliyorum.
İmkansızdım ben.
Sensiz kaldım.
Sessiz,yarım.
Acıyor kalbim.
Yarası daha çok taze.s

Ateş alevde değil..

Ateş alevde değil asıl közde gizlidir.
Güzellik gözde değil asıl özde gizlidir.
Rengi değil gözlerin bakışıdır mest eden.
Gözden kalbe süzülüp akışıdır mest eden.
Nağme gönlün eseri sanma sazda gizlidir.
Bestenin güzelliği önce sözde gizlidir.
Güzel sözün gönülden çıkışıdır mest eden.
Dudaktan kalbe gidip yakışıdır mest eden.
Hüsamettin Özmen..

18 Ağustos 2013 Pazar

Sıkıldım...



Artık ben de sıkıldım güçlü görünmekten.
İçim düğüm düğümken başka düğümleri çözmekten... 
Herkese yetişmekten ama hep kendime geç kalmaktan... 
Eskiden olsa bir şekilde yakasından tutardım hayatın.
Ama şimdi tutunduğum her hayat elimde kalıyor... 
Ya benim gücüm tükenmiş,ya da 
Hayatın karşıma çıkardığı yürekler çok acımasız... 
Hak etmeyenler en konforlu kalpler de sefalarını sürerken, 
Nedense ben hep iyi halden tahliye ediliyorum yüreklerden...
Nazım Hikmet Ran..

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Yalnız Kalmak...


Yalnız kalmak.!
Karanlık ve soğuk bir denize atılmak gibidir.
Karanlıktan korkarsın. 
Soğuktan korkarsın.
Derinlikten korkarsın.
Kaçmak için çırpınırsın.!
Karanlık koyulaşır.
Soğukluk ve derinlik artar.
Ben nice çırpınmadan sonra bu denizin,
Hayatın taa kendisi olduğunu anladım.!
Ruhumla karanlıkların soğukluklarına,
Ve derinliklerine yüzdüm.
Ondan sonra da hiç yalnız kalmadım.!
Alıntı..

13 Ağustos 2013 Salı

Aşk.

O kadar mutluyum ki yeni bloğumu oluşturup ilk yazımı yazdığımdan.Buna çok seviniyorum hani bazen içinizden geçenleri sansürsüzce anlatmak istersiniz de el ne der aman alem duyar der kendinizi frenlersiniz.Artık öyle bir sorunum yok.Bundan böyle özgürce yazacağım burada loş bahçemde bloğumla dertleşeceğim.

Bugünün yazısını güzel bir şiirle bitirmek istiyorum.Sonra ki yazılarım da umuyorum çok yazılarım olacaktır.

AŞK.
aşk benden doğandı
aşk seninle başlayandı
başlayamadım
gidişimin en büyük nedeni
uzaklarına çekilip
uzaklarından bakmak
seni yeniden yaşatmaktı
kim bilirdi ki 
gitmeye karar verenin
gitmek için
hangi sözün ardına gizlendiğini
savur kalan küllerini hadi
yeniden doğ bensizliğinden
arada bir gıdım kalan külünde 
ki kalırsa yaşa beni
fazla kaptırmadan kendini.
Ve "gözyaşı"s

                                                                       
                                                                                           didelerim.blogspot.com/