2 Aralık 2016 Cuma

Özledim.



Balım,bademim,aşkım.
Deyişlerini özledim.
Şekerlim,canım,sevgilim.
Deyişlerimi özledim.
Bak yine vurdu hasretlik.  
Böyledir gece yarısı vurur özlemler.
Geceler uzundur geceler zalim.
En olmadık an da
Vurur  yüreğe
Boşa vuslat ümitleri.! i

22 Kasım 2016 Salı

Geldim.



Geldim gitmelere bekle diyerek.
Attım valize birkaç kırgınlık.
Bir iki vefasızlık.
Bir kaç acı söz,
Benim hatırladıklarım.
Bir kaç iyi söz,
Senin unuttukların.
Geride kalan ne varsa;
Boğazın sularına serdim.
Geldim,korkma aç kapıyı,
Sende kalmaya değil;
Beni almaya geldim.
Halil Cibran

6 Kasım 2016 Pazar

Bir Adın Kalmalı..


Sen say ki
Ben hiç ağlamadım.
Hiç ateşe tutmadım yüreğimi.
Geceleri,koynuma almadım ihaneti.
Ve say ki
Bütün şiirler gözlerini,
Bütün şarkılar saçlarını söylemedi.
Hele nihavent,
Hele buselik hiç geçmedi fikrimden.
Ve hiç gitmedi
Bir topak kan gibi adın.
İçimin nehirlerinden.
Evet yangın
Evet salaş yalvarmanın korkusunda talan.
Evet kaybetmenin o zehirli buğusu.
Evet nisyan
Evet kahrolmuş sayfaların arasında adın.

Ahmet Hamdi Tanpınar.

25 Nisan 2016 Pazartesi

Ay Karanlık


Maviye, 
Maviye çalar gözlerin, 
Yangın mavisine 
Rüzgarda asi, 
Körsem, 
Senden gayrısına yoksam, 
Bozuksam, 
Can benim,düş benim, 
Ellere nesi? 
Haydi gel, 
Ay karanlık... 

İtten aç, 
Yılandan çıplak, 
Vurgun ve bela 
Gelip durmuşsam kapına 
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille 
Sevmelerim, 
Sevmelerim gibisi? 
Oturmuş yazıcılar 
Fermanım yazar 
Ne olur gel, 
Ay karanlık... 

Dört yanım puşt zulası, 
Dost yüzlü, 
Dost gülücüklü 
Cigaramdan yanar. 
Alnım öperler, 
Suskun,hain,cıyansı. 
Dört yanım puşt zulası, 
Dönerim dönerim çıkmaz. 
En leylim gecede ölesim tutmuş, 
Etme gel, 
Ay karanlik... 
Ahmet Arif

19 Şubat 2016 Cuma

Eski Avluda


ESKİ AVLUDA
Bir çiçek açtığında 
Bir eski avluda 
Diyor ki; 
Çalıda sarı bir çiğdemim ben.
Ve senin çok eski cümlen.
 
Sen otursan,gitmemiş ki! olsan.
Ben sana bir eski Endülüs avlusu. 
İstersen serin bir Portofino getirsem. 
Ya da Yedi göllerin yedisini birden.
 
Bir çiçek açtığında. 
Bir eski avluda.
Diyor ki;
 
Her şey çok eksik ve neredeyse yok gibiyken.
Buldum buluşturdum kendime geldim.
Tek eksik sensin! İncecik,çilli bir dille. 
sen de gelsen.
 
Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı. 
Begonviller ve bir mavi kapı.
Ve illa amansız bir avlu getirsem.
 
Dünya soğur,akşam serinlerken, 
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok. 
Kılı kırk yardım,altını üstüne getirdim, 
Ve işte en gümüş cümlem:
 
İçimi açtım sana. 
İçini açmak için.
                                                                        Birhan Keskin



6 Ocak 2016 Çarşamba

Sevgilim Ben Şimdi

Sevgilim Ben Şimdi
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim.
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara.
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden.
Çıkıp gitmelerimiz,su içmelerimiz,öpüştüklerimiz .
“Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz”
Çiçekler çiçekler,su verdim bu sabah çiçeklere.
O gülün yüzü gülmüyor sensiz.
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı.
Hepten hüzünlü bu günlerde.
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye.
Masada tabaklar neşesiz.
Koridor ıssız.
Banyoda havlular yalnız.
Mutfak dersen derbeder ve pis.
Çiti orada duruyor,ekmek kutusu boş.
Vantilatör soluksuz.
Halılar tozlu.
Giysilerim gardropda ve şurada burada.
Memo'nun oyuncak sepeti uykularda.
Mavi gece lambası hevessiz.
Kapı diyor ki açın beni kapayın beni.
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi.
Radyo desen sessiz.
Tabure sandalyelardan çekiniyor.
Küçük oda karanlık ve ıssız.
Her şey seni bekliyor her şey gelmeni.
İçeri girmeni.
Senin elinin değmesini.
Gözünün dokunmasını.
Ve her şey tekrarlıyor.
Seni nice sevdiğimi.!
Cemal Süreya