9 Eylül 2013 Pazartesi

Tirebolu Gezisi..

Epeydir burada ki bloğuma gelemedim vakit bulupta.Bunda burada ki net sorunum da çok engel oluyor.Artık bir kaç güne kadar kurtulacağım netin çilesinden.Bugün biraz Görele'den çıkıpta civar ilçelerini gezeyim hem de pide yerim diye ani kararla giyinip hazırlanıp hemen evden çıktım.İlerde bekleyen dolmuş minübüslerin orada aldım soluğu.

Neyse az bekledim Allah'tan hemen kalktı araba.Şöföre tembihledim gideceğim yerin önünde beni indirmesini.Gideceğim yer methini çok duyduğum Tirebolu 42 çay cafe yöresel yiyeceklerin yapıldığı hoş,güzel modern bir mekan.Her önünden geçtiğim de mutlaka buraya geleceğim diye notlar alıp her seferin de kısmet olmayan bir yerdi.Geldim işte ama hiçte merak edip gelmek için can atılacak bir yer değilmiş.Ben sevmedim sevemedim.Arabadan indiğimde hemen denizin ve de o muhteşem dalgaların fotoğrafını çekmeye başladım.
Dalgaların azametinden  bir an ürktüm .Nasıl hiddetle karaya atıyorlar kendilerini paralarcasına.Benim dahi üzerim ıslandı yüksek yüksek kaldırımlara vurup kendini geri çekerken dalgalar.
Hemen otobandan karşıya geçip meşhur 42 Tirebolu cafeye adımlarımı atmalıyım da ezilmezsem iyidir.Arabalar nasıl hızlı gelip geçiyorlar.
Geçtim ohh şükür derken bu tahta köprümsü gibi yerden nasıl geçecem ki ya kırılırsa ya çürükse filan aklım da bir sürü düşünce ile beklemenin faydası da yok ki.Hani ya düşmekten değil çekinmem ya bir yerimi kırar da alçıya alırlarsa beni diyedir endişelerim.Geçen yaz bir buçuk ayımı hem de temmuzun en deli sıcaklarını yatağımda kanapede geçirdim.Ayağımı kırınca.Ahh çok zor bir başkasına bağımlı yaşamak.Ne zor günlerdi Yarabbim bir daha göstermesin.
Oturdum öncesi bir bardak çay içeyim istedim.Ve sordum onu bunu şunu Aslında ilk sorum hani pide yemekti ya isteğim,sordum pide yapmıyorlarmış.Yöresel yiyeceklermiş.Peki pide nasıl olur da yöresel sayılmaz burada dedim.O da yöresel de pek uğraşmak istemedik bizler açıkcası deyince.O zaman Espiye'ye gideyim,buradan ne kadar uzaklıkta dedim yabancısıymış,eh iyi madem garson yine de yardım etsin istediğinden birini işaret etti adam bizi gördü yanımıza geldi buyrun filan.

Sahibiymiş aman ne güzel.Biraz sohbet ettik,bana Espiye'yi değil iyi güzel pide yemek için Görele'yi tavsiye etmez mi.Gülümsedim tebessümüm öylece dondu kaldı dudaklarım da.Adam da şaşırdı o da bana bakakaldı bu kadın neden böyle alaycıl gülümsemeli diye.Anlattım ben zaten Görele'den geliyorum.

Karşılıklı gülüştük bu sefer.Madem buraya kadar geldim başka bir şey yiyeyim dedim ve üst kata çıktım.Kuymak dediler yok yemem severim sevmem.Zaten aklım pideler de takılı kalmış,bir de kuymak,muhlama her neyse adı onuda sevmem filan da tuz biber etkileri olmasın günüme.
Garson kız çok hoş,çok kibar isteklerimi sorup siparişimi aldı ne mi yedim?Akçaabat köfte,salata ve cola.Güzel miydi eh fena sayılmazdı ama ben de beklenti fazla olunca aslında güzel değildi demek geçti içimden ama o da olmayacak fena değildi diyorum.Hani ben Akçaabatta yediğim köfteler gibi lezzetli bir şey sandım Akçaabat köftesi ile uzak yakın alakası olmayan kuru yavan bir köfteydi.

Olsun maksat değişik bir gün geçirmekti zaten.Sıkıldım hemen kalktım bir iki fotoğraf daha çektim ve doğru dönüş yoluna araba beklemeye.Buraların da tek sorunu araba dolmuş,taksi derdi.Bir yere köye filan gitseniz arabanız yoksa taksi tutmak zorundasınız.Hani köylere filan dolmuş koysanız hiç fena olmayacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder